Güçlendirdiğiniz kökleriniz kadar, her bir yaprağını ayrı ayrı beslediğiniz, gökyüzüne uzanan dallarınız olsun. Ancak o zaman gitmekten korkmadan özgürce gökyüzüne doğru çoğalırsınız.
Uçamıyor olmanız gökyüzünü dilediğinizce izleyemeyeceğiniz anlamına gelmez. Bulutlarla konuşmaktan, onlara aşık olmaktan ya da sımsıkı sarılmaktan korkmayın. Kollarınız birbirine kavuştuğunda içinize aldığınız kişinin yine kendiniz olduğunu görmek sevindirir.
Ayrıca gökyüzüne bakmak, gökyüzünden bakmak kadar önemli bir meseledir. Ona yeterince bakarsa, ordan bakmayı da başarır insan. Ve bilirsiniz, oradan bakınca ip gibi kıvrılan nehirlerin, çarşaf çarşaf serilen denizlerin, yaşam yeşili ormanların yani hiç bir şeyin, herhangi bir ismi ya da bağlı olduğu bir ülkesi yoktur. Sınıflamak ve sahip olmak, hırslı ve toprakta yaşayan beyinlere mahsustur; siz bulutlarda yaşayın. Varsın size hayalperest ya da ayakları yere basmayan sıfatlarını kullansınlar, sorun değil, gökyüzü güzel. Gökyüzü canlı.
Ona sahip olmamaktan korkmayın. Kimse hiç bir şeye sahip değil zaten. Maksat yaşamaktan korkmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder