Yapısını anlayamadığım insan doğasını çözmek için psikoloji kitaplarından ve varoluşçuluktan ümidimi kestiğim gün biyokimyaya başladım. Sonuçta hepimiz atomlardan oluşan, uzaysal konfigürasyonu belli yaratıklarsak neden organik tepkimeler bizim davranış kalıplarımızı açıklayamasın?
Mesela enzimlerin* substratlarıyla** birleşme modelini ele alalım. Önce bir enzimin substratıyla birleşmesinde "Anahtar-kilit uyum modeli"ni bulan bilim adamları, bir süre sonra bununla yetinmeyip "uyum oluşturma" veya "indüklenmiş uyum" kuramını ortaya atmışlar. Yani bu isim salatasının anlamı şu: bir enzim ve bir substrat birbirleri için yaratılmış iki puzzle parçası şeklinde birleşmektense, sözkonusu enzimimiz daha yaratıcı bir şey yapıyor; şeklini olabildiği ölçüde değiştirip substratıyla uyumlu hale getiriyordu. Bu insanların ruh eşini bulma çabasında tamamen onları tamamlayan bireyler bulma umudunu, onlar için azcık değişebilen ve onlardan da biraz değişmesini talep edebilen partnerler bulmaya doğru sürüklemiyor mu? Eğer hepimiz bir şekilde tamamlanma ve ortaya öncekinden daha ulvi bir son ürün çıkarma davranışıyla güdülenmişsek, ben enzimlerle katalizlenen tepkimelerden daha mantıklı bir benzetme göremiyorum. En azından biyokimya kitaplarımızda.
Peki o zaman bu teorimin gerçekliğini sorgulayacak olursak: karşımızdaki için değişmemiz ona uyum sağlayabildiğimiz ölçüde güzel bir şey mi? En azından bir tepkime yaratacak düzeye gelmemiz bunu gösterir nitelikte ancak değişim denen dinamik kelime bir sonraki öğünümüzde tavuk yerine bezelye yemeyi tercih etmek kadar basit değil ki, hemen konuyu burada kapatalım. Değişiklik yapmak değişmek demek değildir. Değişim sözcüğü tdk'ya göre: bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütünüdür. Eylem hali olan değişmek ise başka bir biçim ya da duruma girmek, tahavvül etmek demektir. Yani tekrar örneğimize dönecek olursak, en basit tabirle belki de belli bir zaman dilimindeki tüm öğle yemeklerimizi bezelyeye çevirmektir, denilebilir.
Burada bezelyeden ya da sizden başka bir özne, bir nesne yok. Siz kendiniz için değiştiniz, pek tabi ki isteyerek değiştiniz, substratını gören bir enzimin kollarında sallanan küçük moleküller gibi değiştiniz. Aminoasitlerinizi değiştirmeniz için yoldan geçen herhangi bir protein kafanıza silah dayamadı ya da tercihinizi bezelyeden yana kullanmanızda sevgilinizin bir rolü olmadı.
Ancak kendinizle ilgili yaptığınız değişimler, eğer sizden başka bir varlık için yapılmışsa, yani psikolojiyi ilgilendiren bir noktada "fedakarlık" adı altında yapılan gelecekte alacağınıza emin olduğunuz verilen bir borçsa, derin bir nefes alın ve düşünün. Eğer yapılan şey bir fedakarlıksa, verdiğiniz borcun ödenmediğini gördüğünüzde "uğruna heba ettiğiniz yıllarınız" için ciğerlerinizi kavuran bir sigara yakmaz mısınız? Tabi çoğu zaman daha başka şeylerin de yanmasına neden olan örnekler de biliyorum.
Ama kaçırılan detay şu: değişimi kendin için yaptığın noktada karşında bir muhatap kalmayacak ki, sen fedakarlık yapmış olasın. Fedakarlık o cümleye ait olmayan başka bir özne eklediğinde sahneye çıkan bir kavram. Değişiyorum çünkü Merve böyle istiyor, dersen işte o an yandın zaten. Git ve o ilişkiyi bitir çünkü en iyi ihtimalle zaten bir gün ödenmemiş borçlardan bitecek ya da en kötüsü küfürler ettiğin onlarca yıl, saçında beyazlar ve gözaltlarında morluklar olarak her gün aynada sana kendini hatırlatacak.
Sen istediğin için değiştin çünkü artık ortam şartlarına uyum sağlayamıyordun. Sen değiştin çünkü artık başka tepkimelerde başka ürünler çıkarmak istiyordun. Sen bunu kendin için yaptın. Değişmek istemiyor musun? O zaman değişme. Başka substratlar bul kendine, başka tepkimelerde farklı ürünler üretmeye çalış. Çünkü on bin yıl beklesen de, ısıtıp ısıtıp bekletsen de; bir enzimle bir substrat birbirine uyumlu değillerse, bir tepkime veya bir paylaşım çıkartamazsın. Sadece on bin yılını ve enerjini tükettiğinle kalırsın.
Ben değil, bilim böyle söylüyor.
Saygılar.
*Bir kimyasal tepkimeye sebep olan ve onu hızlandıran, çoğunlukla protein yapısında olan organik maddeye enzim denir.
**Substrat, biyokimyada enzimlerin tepkimelerinde işlenen maddelere verilen addır.
6 yorum:
Peki ya sıcaklık?
Sıcaklık enzimlerin yapısını bozmaz mı? Tek bir kartını bile almak, iskambilden kuleyi dağıtmaz mı?
Esas kahramanlarımızın özüne dokunmadan çevresel etmenlere yaslandığına inandığımız her yardım, dediğiniz gibi, tepkimeyi kolaylaştırmak şöyle dursun, bireyleri de yıpratır, bozar. O yüzden çekilen bir kartla dağılan iskambilden kuleler örneğiniz yerine daha akışkan ve dinamik bir örnek, belki bir kumsal örneği verebilirim. Yerinden alıp konumunu değiştirdiğiniz her bir taşla ya da suyuna bakan kayalıklarını oyan denizle birlikte; kendinden bir şey kaybettirmeden, değişerek, gelişerek ama dağılmadan varolan bir kumsal gibi...
Bir tarafta dağılmaya meyilli bir kule.
Sanki birisi tarafından, kartlarının çekilip,
tepetaklak edilmeyi,
hep bekliyormuşçasına...
Diğer tarafta da,
olumlusu ve olumsuzu ile,
büyümeye hazır bir kumsal.
İçindeki o güzel deniz kabuklarını,
herkesten saklıyormuşçasına...
Biliyorum galiba,
o bilge kumsal nasıl olunur.
O şen yazlardan sonra,
kış ona nasıl dokunur.
Anladım galiba,
iskambilden kule olmak yerine,
kumdan kale olmak en iyisi.
Karayelde, dalgada ve yağmurda,
güçlenmek için dağılırcasına...
Lütfen daha sık yaz. Düşünme yetimizin gün geçtikçe köreldiği bu dünyada senin gibi bakan insanlar pek kalmadı.
Teşekkür ederim, onur duydum... 2 ay sonra daha düzenli yazmaya başlayacağım. Bu aralar biraz aksama olabilir malesef.
Yorum Gönder