Salı

Kabugun ici

Ruhu kuflenmis insanlar gordum, kimileriyse sorumluluklarini bir pranga gibi bileklerinde tasiyordu. Kimi sokaklardan gectim, kaldirim taslari yasli disler gibi yamuk yumuktu. Hayatlarini cigerlerine cekemeden ufleyen insanlarin mahallesindeydim o zamanlar. Oyle ki, zamanin izmariti tirnak diplerine kazinmisti, ziftti zehirdi her yer. 
O yoktu daha, gormedi hic birini. Ruhu temizdi hala, yarasizdi cigeri. Curuk insanlarin kokmus ayak izlerini takip etmesin diye baska bir yere goturdum onu. Sekerden bulutlarin gokyuzunde asili kaldigi, sicak sarap akan irmaklarin altinda deniz kizlarinin yikandigi sehre... Yerden bir demet umut aldim, guvercinlerden de bir beste. Ona ic kiyici savaslardan, analarin gozyaslarindan, duzenbaz dolandiricilardan bahsetmedim. Ona acliktan, yokluktan, ic dondurucu soguklardan, delici acilardan, zehirli kiskancliklardan, intikamdan ve hinctan da hic soz etmedim. 
Ona korktugunda saklanmasi icin bir deniz kabugu ve gok gurultulu gecelerde dinlemesi icin biraz dalga sesi verdim sadece. 
Sonra da dondum yine curumus insanlarin kokusmus sehrine.

Hiç yorum yok:

Kadın, erkek ve çocuk

21.yüzyılın içinde inatla kendine yer edinmeyi başaran distropik bir cehennemde yaşamaktayız. İçinde bulunduğumuz bu korku toplumunda iki t...

Haftanın en çok okunanları